İlk Türk Sualtı Kazısı olan “Çamaltı Burnu 1 Batığı”ndan çıkarılan eserler üzerinde çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Nergis Günsenin ve öğrencileri Bandırma Müzesi’nde çalışmalarını paylaştıkları bir söyleşi gerçekleştirdi.
Prof. Dr. Nergis Günsenin ve ekibi tarafından 1998-2004 tarihleri arasında kazı çalışmaları gerçekleştirilen Marmara Adası Çamaltı Burnu 1 Batığı üzerine çalışmalar devam ediyor.
Çamaltı Burnu 1 Batığı Kazısı’nın mimarı Prof. Dr. Nergis Günsenin ve kazı üzerine çalışmalar yürüten öğrenciler Bandırma Müzesi’nde çalışmalarını paylaştıkları bir söyleşi gerçekleştirdi. İlk Türk Sualtı Kazısı olan Çamaltıburnu 1 Batığı’dan çıkarılan ve Bandırma Müzesi’nin envanterine kayıt edilen eserler hakkında bilgi veren ekip, batığın 13’üncü yüzyıla ait olduğunu belirtti.

“20 YILDIR BATIKTAN ÇIKARDIĞIMIZ ESERLERİN ARAŞTIRMASINI YAPIYORUZ”
Batıktan çıkarılan amforalar (bir tür yunan çömleği) üzerine yaptığı çalışmalar sonucunda amforaların sınıflandırılmasında kendi adının kullanıldığını belirten Prof. Dr. Nergis Günsenin, “Çamalti Burnu 1 Batığı, 13. Yüzyıla ait Marmara Adaları etrafında bulunmuş olan bir batık. 1998-2004 yılları arasında ekibim ile birlikte bu batık üzerindeki kazı çalışmalarımızı tamamladık. Batan gemiden Marmara Denizi üzerinden yapılan ticarete ait olan 800 civarında amfora, 37 adet çapa, mutfak malzemesi olduğunu düşündüğümüz seramik malzeme ve daha başka çeşitli malzemeler çıkardık. Bu eserler şuanda Bandırma Müzesi’nin deposunda saklanıyor. 20 yıldır bu batıktan çıkardığımız eserlerin çalışmasını ve araştırmasını yapıyoruz.”dedi.

“ESERLER ARASINDA 800’E YAKIN AMFORA BULUNUYOR”
Söyleşide Koç Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencisi Burcu Ustabaş ve Doktora Öğrencisi Savannah Bishop’ın üzerinde çalıştığı tezler hakkında bilgi verildi. Batıktan çıkarılan amforalar hakkında araştırma yapan Burcu Ustabaş, “Batıktan çıkarılan eserler arasında 800’e yakın amfora bulunuyor. Yaklaşık 110 litreye kadar kapasiteye sahip bu büyük amforaların yükseklikleri 46-70 cm iken, çapları ise 35-40 cm arasında değişiyor. Bu eserlerin büyük bir çoğunluğu ‘Gunsenin 4’ tipinde karşımıza çıkıyor. Bu amforaların 165’i grafitolu yani işaretli, üzerlerinde kazınmış işaretler semboller bulunuyor. Amforalar üzerinde yer alan işaretleri analiz ederek gemi ve rotası hakkında daha fazla bilgi edinmeyi hedefliyoruz.”diye konuştu.

AMFORALARIN GELDİĞİ YERLER HALA ARAŞTIRILIYOR
Amforaların yapısı ve geldikleri yer hakkında daha fazla bilgi edinebilmek için analiz çalışmaları gerçekleştiren Savannah Bishop, “Arkeolojik sualtı kazısından elde edilen eserler üzerinde çeşitli analiz yöntemleri kullanarak araştırmalarımızı sürdürüyoruz. Batıktan çıkarılan amforalar üzerinde Photogrametry Modeling yöntemini kullanarak veriler elde ediyoruz. Amforaların 360 derece her açıdan fotoğraflarının çekilmesinin ardından kullandığımız program ile amforaların gerçekçi bir 360 derece görüntüsünü elde ediyoruz. Bu sayede dijital ortamda her bir amfora üzerinde incelemelerimizi yapıyoruz. Ayrıca amforalardan aldığımız örnekleri inceleyerek geldiği bölgeyi öğrenmeye çalışıyoruz.”dedi.
Haber: M. Nur Uysun / Selin Girgin